Koç Holding'in 18. İstanbul Bienali İletişim Kampanyası, İlhamını, Şehrin Simgesi ve Ayakta Kalma Ustası Kedilerden Alıyor

Koç Holding, 2007–2036 İstanbul Bienali sponsorluğundan Vehbi Koç Vakfı çatısı altında faaliyet gösteren kültür kurumlarına ve Topluluk şirketlerinin bu alanda yürüttüğü çalışmalara kadar kültür sanat yatırımlarını hız kesmeden sürdürüyor.

Koç Holding’in desteğiyle İKSV tarafından 20 Eylül – 23 Kasım 2025 tarihleri arasında ücretsiz olarak düzenlenecek 18. İstanbul Bienali, ilk kez üç aşamalı bir yapıyla hayata geçiriliyor. 2025 ve 2027 yıllarında gerçekleşecek sergiler ile sürecek yolculuk, 2026 yılında odak noktasını kurulacak kalıcı bir sanat akademisine çevirecek. “Üç Ayaklı Kedi” kavramsal çerçevesini taşıyan Bienal, bu yenilikçi kurguyla dönemsel bir etkinlik olmanın ötesine geçerek geleceğe kalıcı bir katkı sunmayı hedefliyor.

Koç Holding’in 18. İstanbul Bienali sponsorluğuna özel olarak hazırladığı reklam filmleri, Bienalin üç yıla yayılan yapısını üç ayaklı bir kedinin var olma mücadelesi üzerinden sunuyor.  İstanbul’un gündelik hayatında yer etmiş, evcilleşse de yabaniliğini koruyan kediler hem kentin kimliğini yansıtıyor hem de izleyiciyle samimi bir bağ kuruyor. 18. İstanbul Bienali’nin kavramsal çerçevesi olan üç ayaklı kedi, iletişim çalışmalarında; zorluklarla mücadele eden, engellerine rağmen ayakta kalmayı başaran, hayata tutunan, direnç ve dayanıklılık kazanan bir metafor olarak karşımıza çıkıyor.

Filmlerde, kedinin şehir hayatında karşılaştığı zorluklar ve bunların üstesinden gelişindeki ustalık “Ayakta Kalma Sanatı” olarak tanımlanıyor. Böylelikle zorluklara dayanıklı olmanın, mükemmellik yerine belirsizlikle uyum içinde yaşayabilme gücünden geldiğinin, sanatın eksik olana yeni bir anlam kazandırdığının altı çiziliyor. Yönetmen koltuğunda, Cannes Lions ödüllü Yiğit Karagöz ve Anton Shavkero’nun oturduğu filmlerde farklı bakış açıları ve teknikler kullanılıyor. Filmlerden biri klasik çekim teknikleriyle İstanbul’un otantik dokusunu görünür kılarken, diğeri “unreal engine” teknolojisiyle kurgusal bir animasyon dili oluşturuyor. Koç Holding, filmlerde kedinin günlük hayatta başına gelenleri kendi bakış açısından yani kedinin gözünden aktarırken, Bienalin İstanbul’un marka değerine sunduğu katkının altını çizebilmek adına şehrin tarihi ve estetik unsurlarını da gözler önüne seriyor.  

Dış mekânlarda ve dijital mecralarda ise takılmış hissi veren raketler, yırtılmış gibi görünen billboardlar, yüklenemeyen ya da hata veren videolar gibi bilinçli olarak kusurlu görünen işler izleyiciyle buluşuyor. İletişim çalışmasında tercih edilen tüm mecralar da ayakta kalma sanatına birer örnek teşkil ediyor.