İstanbul Bienali | Koç Holding

    Koç Holding, İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tarafından düzenlenen İstanbul Bienali’nin 2007- 2036 yılları arasında 30 yıl boyunca sponsorluğunu üstlenmiştir.

    Türkiye’deki en büyük çağdaş sanat platformu ve dünyanın en önemli dört bienalinden biri olan İstanbul Bienali; çağdaş sanata ilişkin olarak özellikle gençlerde bilinç oluşturma, henüz tanışmamış kişileri çağdaş sanatla buluşturma ve var olan ilgiyi canlandırma hedefiyle 2007’den bu yana desteklenmektedir.

    İstanbul Bienali, Türkiye’deki sanat etkinlikleri arasında, yurt dışında en fazla ilgiyi gören ve bilinen sanat etkinliği haline gelmiştir. Bu bağlamda, Bienal’e yapılan katkı, İstanbul markasına da yapılmaktadır.

    Koç Holding, İstanbul Bienali’nin zenginleşerek devam etmesi için katkıda bulunmaya devam edecektir.

    Tüm ziyaretçilere kapılarını ücretsiz olarak açan İstanbul Bienali kapsamında Koç Holding farklı projelerin gerçekleşmesine de katkıda bulunmaktadır.

    İsmi Lâzım Değil

    Ömer Koç’un teşvîki ve Koç Holding’in desteğiyle düzenlenen “İsmi Lâzım Değil” sergisinde, Ömer Koç’un koleksiyonuna ait yapıtların yanı sıra Koç Holding desteğiyle bu sergi için üretilen eserler ile Türkiye ve yurt dışındaki kurum, sanatçı ve koleksiyonerlerden ödünç alınan yapıtlar da yer alıyor.

    Küratörlüğünü Brigitte Pitarakis ve Selen Ansen’in üstlendiği sergi, Bizans’ın doğaüstü ve bilinmez olana ilişkin sembolik dünyasından hareketle, güncel sanatta bilinmez olanın temsilini sorguluyor. Serginin günlük hayatta kullanılan bir deyimden aldığı başlığı “İsmi Lâzım Değil”, bilinmezin anlaşılmazlığını ve isimlendirilemez boyutunu yansıtmakla beraber, hiçbir şey açıklamıyor, hiçbir şey tanımlamıyor.

    Bilinmezin büyüleyiciliğini ve tekinsizliğini odağına alan sergi, güncel sanat eserlerini kadim ikonografik ve yazılı kaynaklarla ilişkilerini odağına alarak, biçimlerin, inançların ve temsillerin tarih boyunca nasıl varlığını sürdürdüğü, göç ettiği ve dönüşüm geçirdiğinin izini sürüyor.

    Kalıcı Eser

    2017 itibarıyla, her Bienal senesinde İstanbul’a kalıcı bir eser bırakılmasına karar verildi. Dünyaca ünlü sanatçı Ugo Rondinone’nin 1999 yılında, 6. İstanbul Bienali’nde Taksim Meydanı’nda sergilenen “Buradan Nereye Gidiyoruz?” başlıklı neon heykeli, Fatih Sultan Mehmet Köprüsü yolu üzerindeki yeni mekânı Mustafa Kemal Kültür Merkezi’ne (MKM) yerleştirilerek 2017 itibari ile kalıcı olarak İstanbul’a dönüş yapmış oldu. 2019’da ise Monster Chetwynd’in Gorgon’un “Oyun Alanı” başlıklı açık hava yerleştirmesi Maçka Sanat Parkı’na yerleştirildi. Proje kapsamında her bienalle birlikte yeni bir eserin kamusal alana kazandırılması öngörülüyor.

    Rehberli Tur

    İstanbul Bienali rehberli tur programı, ziyaretçilere sergiyle ilgili derinlemesine bilgi vererek, sergi deneyimlerini zenginleştirmeyi hem de güncel sanat farkındalığını artırmayı hedeflemektedir. Bienalin en iyi şekilde değerlendirilebilmesi için hazırlanan rehberli tur programı, ziyaretçilere dilerlerse tek bir mekânı, iki mekânı veya tüm mekânları uzman rehberler eşliğinde gezme olanağı sunuyor. Ziyaretçiler, özel eğitimlerini Koç Holding’in desteğiyle tamamlayan rehberler eşliğinde sergilenen eserleri daha yakından tanıyabiliyor, sergiyi, kavramsal çerçevesini daha derinlemesine tecrübe ediyor; ayrıca eserler ve sanatçılarla ilgili sorularını da tur boyunca rehberlere iletebiliyor. İstanbul Bienali, her bienal bir önceki edisyonda uygulanan programı geliştirerek daha mükemmel bir rehberli tur programı uygulamaktadır. Bu doğrultuda güncel sanatla ilişkileri farklılık gösteren ziyaretçilere özel turlar çeşitlendirilmektedir.

    Çocuklar ve Gençler için İstanbul Bienali Öğrenme Programı

    “Koç Holding Desteğiyle Çocuklar Bienal ile Tanışıyor” projesi kapsamında alanın önde gelen uzmanları ile birlikte hazırlanan program ile çocukların sergi kültürünü geliştirmek, çağdaş sanata olan ilgilerini artırmak ve onları bazı temel sanat kavramlarıyla tanıştırmak hedefleniyor. Bu kapsamda, yapılacak etkinliklerle çocuklara, bienali gezerken konuştukları ve öğrendiklerini pratiğe dönüştürme fırsatı yaratılıyor.